10-Yunus Suresi 31. Ayeti
Arabça Yazılışı:
قُلْ مَنْ يَرْزُقُكُمْ مِنَ السَّمَٓاءِ وَالْاَرْضِ اَمَّنْ يَمْلِكُ السَّمْعَ وَالْاَبْصَارَ وَمَنْ يُخْرِجُ الْحَيَّ مِنَ الْمَيِّتِ وَيُخْرِجُ الْمَيِّتَ مِنَ الْحَيِّ وَمَنْ يُدَبِّرُ الْاَمْرَۜ فَسَيَقُولُونَ اللّٰهُۚ فَقُلْ اَفَلَا تَتَّقُونَ
Türkçe Okunuşu:
Kul men yerzukukum mines semâ-i vel ardi. Emmen yemlikus sem’a vel ebsâra ve men yuhricul hayye minel meyyiti ve yuhricul meyyite minel hayyi ve men yudebbirul emra. FeseyekûlûnAllâhu. Fe kul efelâ tettekûne.
Kelime Çevirisi:
قُلْ
مَنْ
يَرْزُقُكُمْ
مِنَ السَّمَٓاءِ
وَالْاَرْضِ
اَمَّنْ
يَمْلِكُ
السَّمْعَ
وَالْاَبْصَارَ
وَمَنْ
يُخْرِجُ
الْحَيَّ
مِنَ الْمَيِّتِ
وَيُخْرِجُ
الْمَيِّتَ
مِنَ الْحَيِّ
وَمَنْ
يُدَبِّرُ
الْاَمْرَۜ
فَسَيَقُولُونَ
اللّٰهُۚ
فَقُلْ
اَفَلَا تَتَّقُونَ
{ Söyle: -Kim rızıklandırıyor sizi, gökyüzünden ve yeryüzünden?. Yahut kim, hükmediyor, kulaklara ve gözlere?. Ve kim, çıkartıyor diriyi, ölüden ve çıkartıyor ölüyü, diriden?. Ve kim, düzene koyuyor görevleri? Söyleyecekler: -Allah. Öyleyse söyle: – Neden peki sakınmıyorsunuz? }
Türkçe Meâli:{ De ki; ‘Gökten ve yerden sizi kim rızıklandırıyor? Yahut kulaklara ve gözlere kim hükmediyor? Ölüden diriyi, diriden ölüyü kim çıkartıyor? Görevleri kim düzenliyor?’ Bu soruların cevabında; ‘-Allah’ diyecekler. Öyleyse, de ki; ‘Peki, neden sakınmıyorsunuz?’ }
AÇIKLAMALAR:“{ De ki;…”
Söyle bakalım o fizik bilim adamlarına bu ayet, bir yerlerden tanıdık gelecek mi?
“…’Gökten…”
Güneşten D vitamini, ısı-ışık gibi,
Gök terimi tüm uzayı kapsar, yani tüm Makro Evren… gezegenler… galaksiler… gök taşları… vs. Diğer gök cisimlerinden enerji temin edilebileceğinin müjdesidir, teşvikidir.
“…ve yerden…”
Topraktan çıkan sebze ve meyvelerden,
Yer terimi ise ‘Mikro Evren’dir. Atom ve atom altı, kendisiyle enerji üretile bilinen tüm elementler.
“…-sizi kim rızıklandırıyor?…”
Kim, enerji veriyor size?
İnsanların ister iç bedeni için olsun ister dış çevresi için olsun tükettiği tüm enerjilerin yakıtına “RIZIK” denir.
“…Yahut kulaklara ve gözlere kim hükmediyor?…”
Ve kim, duyu organlarımıza “algılayamama” hükmü vererek, o enerjiye “Doğrudan Doğruya Gözlemlenemeyen” tanımını yerleştiriyor.
“…Ölüden diriyi, diriden ölüyü kim çıkartıyor?…”
Ve kim, canlı bir maddenin ölmesiyle enerjisinin “YOK” olmayacağını veya ölü bir maddenin dirilmesiyle enerjisinin “VAR” olmayacağını ancak bir forumdan başka bir forma dönüşebileceğini söylüyor.
Bir başka anlatımla; Ve kim; evrende Allah’ın yarattığı var olan enerjiyi, dilerse diriden çıkartıp ölüye, dilerse de ölüden çıkartıp diriye dönüştürerek var olan enerjinin yok edilemeyeceğini, ancak enerjinin formunun değiştirilebildiğini 6. yüzyıldaki insanlara anlatmaya çalışıyor?
“…Görevleri kim düzenliyor?’…”
Ve kim, enerjiye Termodinamik Kanunları ‘nı “değiştirilemez görev” olarak yüklüyor.
“…Bu soruların cevabında; ‘-Allah’ diyecekler…”
İşte bilimin açıklayamadığı, bu gibi meselelerde geriye bir tek “Allah yapıyor” cevabı kalır.
Allah celle celaluhu evrende bazı bilgileri “SIR” olarak bırakıyor. Bilim bir yere kadar şöyle oldu, böyle oldu, yan yattı, çamura battı, hopladı, zıpladı açıklamasını yapıyor. Amma öyle bir yer var ki; ondan öteye ateistine, deistine bile “Allah yapıyor” dedirtiyor.
“…Öyleyse, de ki; ‘Peki, neden sakınmıyorsunuz?‘ } “
Enerjideki kuvvetin negatif etkilerinden sakındığınız gibi o enerjiyi yaratanı kabul etmemenin negatif etkilerinden neden sakınmıyorsunuz?
İlgili Linkler:
⇛ 10-Yunus Suresi İndeksi
⇛ Kur’an-ı Kerim Meâli İndeksi